«(Bütün noksan sıfatlardan ve şânına yakışmayan vasıflardan tenzîh ve) tesbîh (olsun) O Zât’a ki; işte bunu bize itaatkâr kılmıştır. Oysa biz bun(ca ağır gemiyi ve vasıtayı kullanmay)a güç yetirebilen kimseler değildik.
Şüphesiz ki biz (bugün bu vasıtalarla kısa yolculuklara çıkmaktaysak da, ölümle birlikte uzun yolculuğa çıkarak) ancak Rabbimize elbette dönücüleriz!» [1] Bizi İslâm’a hidayet eden ve Habibi Muhammed ‘Aleyhis-Salâtü ves-Selâm’ın ümmetinden kılan Allâh-u Te’âlâ’ya hamd olsun. Yolculuğun zorluklarından, üzücü şeylerle karşılaşmaktan ve dönüşte malımızda, çoluk çocuğumuzda kötü haller görmekten Allâh’a sığınırım.
Allâh’ım! Mesafeleri bize kısalt. Sana itaat ederek yolculuk yaptır. Allâh’ım! Hac (umre) yapmak istiyorum. Bunu bana kolaylaştır ve benden kabul eyle. Allâh’ım! Sen’den yardım ve afiyet istiyorum.” 1 Zuhruf Sûresi, 13-14